Bünyamin Atan

Kara Kutu

Bünyamin Atan’ın mimarlık disiplinini dışında ürettiği ilk sergilenen eseri olan Kara Kutu, aslında stilize edilmiş ve çeşitli sembollerle yeniden biçimlenmiş bir ikna odası simülasyonudur. Ancak bu kez deneyimlemek için odayı dışarıdan gözlemlemek, sanatçının oluşturduğu iki dar pencereden, izleyiciye izin verdiği ölçüde farklı bakış açılarıyla tanıklık etmek şartı koşulmuştur.

Gerçek bir ikna odasının fiziksel ortamındaki ana öğeleri; muktedir olanın bir megafon, oradaki varlığı bir mecburiyet olanın ise o megafondan çıkan sesin etkisiyle düzensiz dağılmış metalden kağıtlarla imgelendiği eser, aynı zamanda gözden kaçan ve üzerinden zaman geçtikten sonra daha az hatırlanan kaydedicinin ışığını abartarak megafonun içinden çıkan dev bir kırmızı ışık noktasına dönüştürmektedir. Atan, kendi sözleriyle bu yerleştirmeyi şöyle ifade eder:

‘Kara kutu, ikna odalarının oluşturduğu psikolojik şiddeti tekrar gündeme getiriyor. Eser bu duruma neden olan ikna odalarını yeniden ele alıp, zaman ve mekanı irdeleyip temsiliyetini oluşturuyor. Oluşturulan temsiliyette, odalarda bulunan kişilerin tutumunu ve algısını görüyoruz. Bir tarafta herkesi tek bir görüntüye zorlayanlar, diğer tarafta ise görüntüsünü inancından dolayı koruyanlar…’